1 Tanrı şöyle konuştu:
2 "Seni Mısır'dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
3 "Benden başka tanrın olmayacak.
4 "Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.
5 Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.
6 Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.
7 "Tanrın RAB'bin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
8 "Şabat Günü'nü* kutsal sayarak anımsa.
9 Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.
10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız.
11 Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
12 "Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
- bugün: Rab hazırlık yapıyor, kendi halkıyla bir antlaşma (dogovor) yapsın.
- bu dogovor kimlerin arasında yapılıyor
- bu dogovorun şartları nedir = her iki tarafın sorumlulukları nedir?
- taraflar kendi işine bakmadılar mı, cezası ne olacak?
- dogovoru geçerli kılmak için kan akıtılırdı (eski tercüme: ‘ahit kesmek’ = kurban)
başka halkalrın bu işin içinde payı yoktu, bugün de yoktur
- hepsi Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye ktabında sayılıyor.
- buradaki 10 emir sadece öbür 600 emirlerin özetidir, özüdür
- İsa bunu ikiye indirdi: (1) Allahı sev (2) komşunu sev
- Musa bu on emiri iki tabela üzerinde aldı
– birinci tabela (emir 1-5) “Allahı sev” buyruğunun komentarıdır, açıklamasıdır
- ikinci tabela (emir 6-10) “komşunu sev” buyruğunun komentarıdır, açıklamasıdır
(a) onu tanımak (Yakup .)
(b) ona hizmet etmek (Fil 3:19 – “onların tanrıları kendi tumbaklarıdır”)
(c) ondan korkmak
(d) ona güvenmek
(a) RAB = demek ‘Ben benim’ = değişmeyen, sözünü yerine getiren
- Musa sordu: ‘Adın nedir?’ – cevap YAHVE = benim adım ‘adsız’
- Musa önce sandı, Yahudileğirn tanrısı birçok anrıların arasında en büyüğüdür – ama Rab diyor: “Benden başka tanrı yoktur”
3:2 RAB'bin meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor.
3 "Çok garip" diye düşündü, "Gidip bir bakayım, çalı neden tükenmiyor!"
4 RAB Tanrı Musa'nın yaklaştığını görünce, çalının içinden, "Musa, Musa!" diye seslendi. Musa, "Buyur!" diye yanıtladı.
6 Ben babanın Tanrısı, İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı'yım."
13 Musa şöyle karşılık verdi: "İsrailliler'e gidip, 'Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi' dersem, 'Adı nedir?' diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim?"
14 Tanrı, "Ben Ben'im" dedi, "İsrailliler'e de ki, 'Beni size Ben Ben'im diyen gönderdi.'
15 "İsrailliler'e de ki, 'Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı RAB gönderdi.' Sonsuza kadar adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle anılacağım.
- kimi defa: YAHVE olarak, kimi defa YEHOVA olarak
- çok kutsal sayıldığı için ‘Yahve’ yerine ‘Adonay’ derdiler, o da ‘Rab’, yani efndi demektir
a) ‘Allah’ ya da ‘Tanrı’ = herkes onu kullanabilir, imansızlar bile
b) ‘Rab’ = daha yalkın bir ilişki gösteriyor
c) ‘Baba’ = sadece gerçek imanlılar bunu kullanabilir (Yuh 17 “Senin adınıonlara bildiridm”
Meryemana, svetiler, (azizler), şarkıcılar, eşim
Kol 3:5 -. Açgözlülük puta tapmak demektir
çok kişi türbelere tapıyorlar (BG’da: Konak Baba, Reis Baba, Demir Baba)
Rab ruhtur, Ruhta tapmak meselesi (Yuh 4)
bu daha zordur,ama daha büyük bereket var (Yuh 20: ‘görmeden iman edenlere ne mutlu’
-“Allahaşkına, Allah inandırsın seni, Vallahi, Allahı kattım şimdi, Allahın önünde
sanki kişi Allahın adını andı mı, daha çok saygı göstermiş oluyor
ama Rabbin düşüncesi: ne kadar az onu n adını anarsan, o kadar fazla saygı göstermiş olursun
onun yerine ‘Adonay’ dediler, o da Rab demektir. Bizim ercümelerimizde de Nerede RAB (üç büyük harfle) geçerse, orada asıl tekstte Yahve sözü geçiyor
kim yemin ederse, düşüncesiz konuşuyor, Rabbin adı kutsal olduğu için u düşüncesizce ağzımıza almayalım
bu söz çok kişiye fena geliyor, sanki Allah yoruldu da gücü yetmedi, lazımdı aacık dinlensin
ama bu söz aslında sadece ‘işlerini kesti’ demektir.
demek: işleri tamamlanmıştı
a. bedeni için
b. Allaha tapmak için
c. iman nedir diye öğrenmek için
hangi tüccar fırsatını kaçıracak?
hangi dükkan sahibi Pazar günü kapatacak?
ama diyorsun: “Hayır buün işlemeyecem, kndimi Rabbe brakacam”
bir “Şabat yılı” bile vardı: 6 sene ekeceksin, yedinci sene ne biçeceksin, ne de ekeceksin. Ben toprağı bereketleyecem, sana üç senelik yemiş versin (Levililer 25)
her Şabat yılında bütün köleler serbest brakılırdı: İsa aynısını yaptı ve keni sözleriyle bir bağlantı kurdu (Luka 4:18-21)
Şabatı tutmakla İsrail halkı çok üyük bir ders öğrendi: ben hiç bir şey yapama, Rab ne lazımsa yapacak = kurtuluş işlerden değil, ancak merhamettendir
bugün Şabat günü tutmak lazım değil (Kol 2:16-17), çünkü Mesihteki yaşam zaten bütün olarak bir Şabat günü yaşamıdır
Pazar günü de onun yerine geçmedi (Rom 14:5-6 – herkes bildiği gibi yapsın bu konuda; Pazar günü ‘yeni Şabat günü olsaydı, Pavlus bunu diyemeyecekti’)
Ama birçoklarımız daha bu kadar ilerlememişler, bizi de iyi elecek, azıcık Yahudilerin mekebinde öğrenelim, vazgeçelim dünya işlerimizden ve kendimizi Rabbe brakalım
çünkü anne ve baba Rabbin yeryüzündeki temsilcisidir (predstavitel)
kızanlar Allahı henüz anlayamıyor, anası babası onları ‘Allah’ oluyor
onlara saygı göstermek, Allaha saygı göstermek oluyor
onun için saygı göstereyen evlatlara ölüm cezası vardı:
"Eğer bir adamın dikbaşlı, başkaldıran, annesinin ve babasının sözünü dinlemeyen, onların tedibine aldırmayan bir oğğlu varsa, annesiyle babası onu tutup kent kapısında görev yapan kent ileri gelenlerine götürecekler.
Onlara şöyle diyecekler: 'Oğğlumuz dikbaşlı, başkaldıran bir çocuktur. Sözümüzü dinlemiyor. Savurgan ve içkicidir.'
Bunun üzerine kentin bütün erkekleri onu taşlayarak öldürecekler. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız. Bütün İsrailliler bunu duyup korkacaklar."
en birinci derecede ona bakmak, yeterince para vermek demektir
1.Tim 5:8
Ama bir kişi kendi insanlarına, ve daha çok kendi hanesine bakmadı mı, o kişi imanı inkar etmiş ve imansızdan bile beter olmuş oluyor.
ama bu demek değil, anamız ve babamızın hakkı var, imanımıza karışsınlar
-